(Yayın Tarihi: 24,05,2010)
Ülkemiz, diğer ülkeler de dikkate alındığında kişi başı en az kırmızı et tüketen ülkelerin başında gelmektedir .
Ülke olarak tüketmiş olduğumuz kırmızın etin % 60 ını kendimiz yetiştirdiğimize göre,geriye kalan % 40 ını da ithalatından karşılıyoruz demek ki.
Türk mutfağında önemli bir yer tutan et ürünlerinin ülke genelinde tüketim oranı,diğer gıda gruplarının tüketimleri içerisinde sadece %3′tür.Et tüketiminin büyük miktarı turizmde,otel ve eğlence sektöründe kullanılmaktadır.Kırmızı et ithalatının devlet tarafından geçici olarak serbest bırakılması gerekliydi,tabi devlet kontrolünde.Ve ithalat serbest bırakıldı.
Gelen misafir ( turist) başına kırmızı et tüketiminin ortalaması 120 gr dır.Konuya bu açıdan bakıldığında kırmızı et ihtiyacını ne kadar önemli olduğu bir gerçektir.
Kırmızı etin yüksek fiyatı otellerde kullanım oranını çok azaltmaktadır.Bu da müşterilerin memnuniyetini en alt seviyeye düşürmektedir .Kırmızı et ithalatı serbest bırakıldı ve sorunu geçici olarak çözdü .
Turizm, ülkemizde devalı gelişmekte olan bir sektördür .Her yıl katlanarak büyümekte ve gelen misafir sayısı artmaktadır.Bu durumda uzun vadeli devlet denetiminde veya özel sektör tarafından kırmızı et politikası oluşturma zorunluluğu vardır, Bu yapılmadığı zaman, kırmızı et için ülkemize giren döviz miktarı tekrar ithalat için kullanılacaktır veya ihtiyaçlar kırmızı ete alternatif olarak hindi eti tarafından karşılanacaktır.O zaman da gelen misafirin(turistin) memnuniyeti konusunda gerekli başarı sağlanamayacaktır .
Et ithalatının ne kadar önemli olduğu ortadadır .Devlet kontrolünde olmayan boşluk kimler tarafından doldurulacaktır ve ihtiyaçlar ne kadar sağlıklı ve hijyenik ortamda karşılanacaktır? Bu çok önemli bir sorundur.
Kırmızı etin alt yapısı olan hayvan yetiştiriciliğine bakalım…
Ülkemizin hayvan yetiştiriciliği konusunda uzun vadeli bir politika geliştirme zorunluluğu vardır .
Devlet tarafından besiciliğin desteklemesi gerekmektedir.Güzel ülkemizin meraları boş ve kullanılmamaktadır.Nüfusumuzun ülke geneline bakıldığında köylerde yaşayanlar azalmıştır.Köylerde yaşayan genç nüfus,iş bulmak umudu ile şehirlere gidip,oralara yerleşmişlerdir.Böylece köylerdeki nüfus şehirlere yerleşmiştir.Bu da ülkemizde bu konuda üreten toplumun azalması ve tüketen toplumun çoğalması demektir.
Köylerimizde bugün büyük baş hayvanlarımız çok az yetişmektedirBugün yaşanan kırmızı et sorununun altında da bu yatmaktadır .
Ülke olarak devlet tarafından desteklenen,uzun vadeli bir program olması gerekmektedir.Devlet tarafından dağıtılan hayvanların,yetiştiriciler açısından karşılaştıkları sorunların başında bakım masraflarının yüksek olması,besicilerin en büyük sorunlarının başında gelmektedir.Örneğin;yem fiyatlarının yüksek olmasıdır.Yem fiyatlarının devlet tarafından kontrol altına alınması gerekmektedir.Bunun yapılmasının besicilere çok faydası olacaktır.Yoksa besiciler yem parası yüzünden kesim zamanı gelmeyen hayvanlara erken kesim yaparak,başka sorunların başlangıcını sağlamış olacaklardır.Süt ineği olarak ithal edilen hayvanlar bakım yüzünden erken kesilmektedir.
Ülkemizin kırmızı et sorununun çözümü ancak bahsettiğim ana sorunların çözümlerinden başlayarak çözülebilir diye düşünüyorum.
Ülke ve devlet politikası olarak
(ÜRETEN TOPLUMU TÜKETEN TOPLUMDAN DAHA ÇOK DESDEKLEMELİYİZ )
Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk (köylü milletin efendisi dır )
sözü ne kadar doğru bir söz zaman ne kadar geçsede doğru doğrudur .
Saygılarımla
Ramazan KIR
Executive Chef