Chef Ramazan Kır Eğitim Sitesi tarafından yazılmış tüm yazılar
Chef Ramazan KIR Pastane Büfe 2
“AÇIK BÜFEDEN” ÜLKELERE GÖRE YEMEK YEME KÜLTÜRÜ
“AÇIK BÜFEDEN”
ÜLKELERE GÖRE YEMEK YEME KÜLTÜRÜ
(Yayın Tarihi: 28,10,2012)
Tatilde yemek yeme kültürü zamanla oluşan bir kültürdür bunu en iyi anlayanlar turizmde çalışanlardır. Biz aşçılar olarak, hangi ülkeden gelen misafir nasıl yemek yediğini çok iyi gözlemleriz.Tabi bu bir günde oluşacak bir şey değil yılların vermiş olduğu tecrübe.
Ülkelerin gelir ve yaşam düzeyine göre tatil kültürü gelişir. Tatil kültürü oluşabilmesi için o ülkenin insanlarının tatil yapacak ekonomik düzeyde olması gerekir. Bu gün Avrupadaki ekonomik krizden dolayı tatil yapan Avrupalıda azalma var . Krizden dolayı ülke içinde harcalamaları çok az .
Yemek yapmak bir sanattır yemek yemekte yaşamsal bir işlevdir.
İnsanoğlu önce karın doyurmak için yemek yerdi şimdi artık daha bilinçli bir toplum oluşuyor. Yemek yemekte artık bir sanattır. Her şey dâhil çıkmadan yani büfe sistemi olmadan önce her şey alakart menüye dayanan bir sistemdi. Misafir yemek istediği zaman menü den seçer kişi ye özel yapılan yemek ve hizmet karşılığı alınan bir ücrete tabidir. Her şey dahil sistem çıktıktan sonra Misafirlerin büfeden yemek yemeğe başladıktan sonra yemek ve sofra kültürleri ön plana çıktı. Artık hangi ülke misafiri nasıl yemek yer ve büfeden nasıl faydalanır ortaya çıkmaya başlamıştır.
Not: Burada ülkelerine göre yemek yeme kültürünü açıklamaktaki amaç bilgilendirme amaçlıdır onları küçük düşürmek amaçlı değildir.
AVRUPALI Misafirler : Ülkelerinde turizm ilk gelişmenin başladığı ülkeler gurubudur.
*5. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar Avrupa kültürlerinin besinlerine, yeme alışkanlıklarına ve yemek pişirme yöntemlerine verilen genel addır. Bu dönem boyunca beslenme düzeni ve pişirme yöntemleri Avrupa genelinde değişimlere uğramış ve tüm bu değişiklikler Avrupa’nın modern mutfak kültürünün temelini oluşturmuştur.*Kaynak(wikipedia.org)
Yemek yerken her zaman belli bir sıralamaya göre yemek yerler her zaman sonradan yiyeceği yemeği önceden alıp masasına koymaz sırası gelince o yemeği alır yemek yerken aşırı yemek yemez damak lezzetine dikkat eder sevmediği yemeği almaz.
Tatil yaparken otellerin nasıl hizmet verdiğini nerede ne olduğunu hangi saatte verileceği ve hizmetin nasıl olması gerektiği bilir.
Bunu nasıl oluyor da biliyorlar ?
Avrupalı toplumlar turizmi oluşturan ilk ülkelerdir bu yıllar içinde oluşan yemek yeme kültürü ve tatil kültürü yerleşmiştir.
(*)Avrupa’da çatalın izine ilk kez 11. yüzyılda Venedik’teki Doçlar sarayında rastlıyoruz. Yaygınlaşmaya başlaması ise 15. yüzyılı bulmuş.
Bu konuda kayıtlar, Bizans’tan, yani İstanbul’dan gelen bir prensesin bunu Venedik’e getirdiğini gösteriyor. Ancak Avrupa’da çatal Katolik kilisesi tarafından “şeytanın simgesi” ilan edildiği için piskoposlar Bizanslı prensesi herkesin önünde azarlamışlardı.
Oysa o çağda, Bizans’ta, kraliyet ailesinden birinin yemeği eliyle yemesi görgü kuralları açısından skandal sayılmaktaydı. Çatal Venedik’e ulaştıktan sonra uzun süre manastırlara çatal sokulması ve kullanılması yasaklanmıştı. * Kaynak: Ahmet örs. yeniaktuel.com.tr
RUS misafirler : Ruslar ilk turizm deneyenimi dağılma süreci olan 1991 yılından sonra başlamıştır ilk Rus misafirlere 1995 yılında karşılaştım ve hizmet etmeye başladık .
Rus misafirler yıllarca ülke dışına çıkmadıkları için kendi ülkelerinde yetişen gıdalardan başka bir gıda görememişlerdir . Büfeye geldiklerinde yemekten önce büfedeki gıdalara bakıyorlar ve ilk ez tatlarını tadıyorlardı. Büfede bulun tüm yiyecekleri tanımak istiyorlardı onun için tadımlık aldıkları yiyecekler çok oluyordu. Tadına baktıkları yiyecekleri geri kalanı doğru çöpe gidiyordu bu da gayet doğaldı her gördükleri meyvelere bakıyorlar ne olduğunu anlamaya çalıyorlardı.
Bu yaptıklarım bilakis yaşadıklarımdı.
Kısa bir süre sonra artık gıdaları tanıdıktan sonra tüketimleri daha bilinçli olmaya başladı .Birkaç sene sonra bilinçli misafirler olmaya başladı devamlı kendilerini aşmayı başarmış bir misafir kitlesi oluştu,
Tabi biz de bu arada Rusları tanımaya başladık beni en çok şaşırtan konu Rusların çoğunun bir üniversite bitirdiği ve eğitim düzeylerinin çok yüksek olduğu. Komünizmin onlara verdiği en iyi şey eğitim bu konu açık ortadaydı.
Rusların eğitimi yüksek olduğu için arayı çok hızlı bir şekilde kapatmalarıdır . Ruslar önce yemeği tanıdı daha sonra yemek yeme kültürünü hızlı bir şekilde uygulamaya başladılar
Şimdi eskiye göre yiyeceği kadar yemek alıyorlar sağlıklı yemek yiyorlar
Biz Türklerin güz el sözü vardır (ÖNCE DÜZEN SONRA KAZAN ) Yani önce eğitim olunca başarılar nasıl geliyor güzel bir örnek
TÜRK misafirler: Yemek yeme kültürü bir toplumun köklerinden itibaren gelişen bir kültürdür. Bu zamanla gelişmiştir. Dünya sanayi toplumuna geçişten sonra çok hızlı bir şekilde gelişmiştir . Sanayi toplumuna geçişini iyi şekilde tamamlayan toplumlarda yemek yeme kültürü değişmiştir.
Bizim gibi tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş süreci geç ve uzun süre olduğundan dolayı yemek yeme kültüründe ona göre gelişme göstermiştir .
Örnek ,İzmir iktisat konkresi 17 Şubat 1923 yılında yapıldığında kongresin de kaç tane Türk iş adamı vardı parmakla sayılacak şekilde bu da sanayi toplumuna geçişte ne kadar geç kaldığımızın bir m göstergesidir.
Bizlerin yemek yeme geleneklerimiz köy geleneklerimizden gelmektedir. Eve bir misafirimiz geldiğinde mutfağımızda ne varsa hepsini hazırlar sofraya koyarız ve misafire vermiş olduğumuz önemi gösteririz Örnek otellerde Türk restoranında misafir gelmeden önce mezeleri atarız genelde işte bu kültür eski geleneklerimizden gelmektedir.
Otellere tatil için gelen Türk misafirlerimiz açık büfeden yemek aldıkların dada aynı görüntü ile karşılaşırız yani yemeden önce masalarını yemeklerle doldururlar bir kaç gün böyle devan eder daha sonra daha az yemek alır masalarına sağlıklı yemek yemeğe başlar , tam tatil yapmaya başladığında tatili bitmiş olur.
Yiyecek kadar yemek almak lazım, yemeği dökecek kadar almamak lazım?
Bunun başlıca nedenleri toplum olarak çok az tatil yapıyoruz ve bu az yapılan tatilde tüm beklentilerimizi bir tatilde karşılamaya çalışıyoruz. Ülkemiz insanlarının ekonomik durumu tatile yeterli para ayarlayacak kadar iyi olmadığı için , az tatil yapıyor. tabi 75 milyon kişinden çok az bir kişi düzenli tatil yapıyor. Ama Avrupa insanının emeklisi aylık gelirinin belli bir miktarı ile 5 yıldızlı otellerde yılda 1 bir ay süre ile tatil yapabiliyor. onun için ülkemizin emeklisi ile kıyaslarsak haksızlık olur.
İSRAİL.li misafirleri: hem yerel yemekler hem de dünyanın her yerinden İsrail‘e gelen Yahudi göçmenlerin yemeklerinden oluşur. 1948’de İsrail devletin kuruluşundan ve özellikle 1970’lerin son yıllarından beri bir İsrail füzyon mutfağı oluşmuştur (Kaynak: .wikipedia.org)
İsrailli misafirler genelde gurup olarak gelir ve gurup olarak yemek yer özel günleri Kaşer zamanı kendi aşçılarını kendileri getiri ve her şeyi kendileri hazırlar tüketilecek gıdalarının çoğunu kendileri getirir ve kullanacakları et türlerini kendi ülkelerinden getirir veya yanında getirdikleri din adamlarının kontrolünde kesilen hayvanın etini kullarılar normal tatile geldikleri zaman bu uygulamayı yapmazlar genelde açık büfeden çok yemek alırlar azını yerler veya çok içecek de alır az içip gerisini bırakırlar yıllardan beri ayni şekilde yaparlar tabi gördüklerimiz bu şekildedir . İsraillilerin sofra kültürü daha yenidir 1948 den sonra devlet kurdukları için buna rağmen her konuda olduğu gibi bu konu dada kendileri hızlı şekilde geliştirmişlerdir 1970 den sonra füzyon mutfağı oluşmuştur.
Ülke mutfaklarının gelişmesine en büyük katkıyı O ülkenin devleti tarafından verilen destektir.
TURİZMİN ÇALIŞANLARINDAN ALDIĞI BEDELLER
TURİZMİN ÇALIŞANLARINDAN ALDIĞI BEDELLER
(Yayın Tarihi: 27,12,2012)
Turizm mesleğinin her dalında çok özelikleri bir meslektir her zaman karşılıksız çok sevgi ve çok ilgi bekler bunu yapmadığınız zaman kendinizi boşlukta hissedersiniz ve hedefinize ulaşamazsınız.
Bu kadar çok ilgi olunca Evine Ailesine ilgi gösterilecek zaman kalmıyor genelde.
Bizim meslek hizmet sektörü olduğu için hizmette kusur olmaz daha çok dikkat gerekiyor yapılan bir yanlış sizi hemen bulur .
Uzun yıllardan beri bu meslekte çalışmaktayım gözlemlediğim bir şey var turizm mesleğinde çalışanlar bayramlarda. Yılbaşı ve özel günlerde hep çalışır insanlar tatil yaparken o çalışır insanlar çalışırken o tatil yaparmı yoksa boştamı bilinmez bu aynı artı ile eksinin karşılaşması gibidir.
Bu yazı da;
( Yapılan değerlendirmeler Hayal ürünüdür. Kimseyle Alakası yoktur )
Editör Turizm
Turizmde hiç çalışmamış bir elamanı işe aldığın zaman iki hafta sonra çok değişikler olur diyer çalışanlarla arasında olana farkı hemen kapatmaya çalışır konuşma, giyim ve davranış, vb artık turizme alışmaya başlamıştır hep kendini arkadaşları ile kıyaslar meslek ve konuşma olarak.
Sonuç olarak aslında biliyorum dedikleri şeyi ne kadar az bildiğini anlar öğrenmeye başlar.
Aradan yıllar geçmeye başlar artık görevinde başarılı olmaya başlar görevinde terfiler başlar yavaş yavaş yükseliş için merdivenin ilk basamağını çıkmaya başlamıştır artık yöneticiliğin ilk basamaklarına gelmiştir sorumluluğunda olan azda olsa personeli vardır onlara karşı sorumluluğu vardır ve personel ininde ona karşı sorumlulukları vardır.
Yöneticilikte mesleki bilginin yanında daha çok kişisel özellikleri ön plana çıkar, kişisel davranışlar genel kültüre bağlıdır.
Hangi konuda iyiyse onu öne çıkarır hangi konuda zayıfsa o açığını kapatmak için eğitim alır veya geliştirmediği yönünü defans yaparak kapatır. Artık görevinde daha iyi pozisyona gelerek hedefine bir adım daha yaklaşmıştır, artık kendi altında çalışan personel değil Bölüm Müdürleri ve şefler olmaya başlamıştır onlara görev dağılımı yapmaktadır turizme gireli nerdeyse 15 yıl olmuştur ama geldiği göreve bakınca hedefi için daha en az 10 yılı vardır.
Meslek hayatında başarı gelmeye başlamıştır ama evde ters giden bir şey vardır çünkü hep çalışmaktan eve ailesine vakit ayıracak zamanı kalmamıştır. Meslekteki başarısı ailesine zaman ayıramadığı için onun bedelini ödemeye başlamıştır. Diğer taraftan eşinle kendisini kıyaslamaya başlar, kendisi yönetici olmuştur artık yanında eşini uygun bulmamaktadır onun için kendi kariyerine uygun olan biri ile yaşamak ister. Gençliğinde yapamadığı artık bir adım ötededir para makam vardır atık.
Turizme ayırmış olduğu zamanın bedelini hem almakta hem de bedelini ödemektedir.
Artık yönetici olarak en üst kademeye çıkmıştır kendi görevine uygun biri ile yaşamaya başlamıştır her şey yolunda gitmektedir bu yaşantını sürmesi için yöneticilik görevinin Devam etmesi lazım ekonomik sıkıntıya düşmemesi gerekir yoksa bedeli daha ağar olacaktır.
Yöneticiliğin Başarı sırların dan bir taneside aşağıdan yukarı bakan yöneticiler sistemin nasıl çalıştığını görür ona göre sorunları çözer başarı oranı devamlılık getirir. Yukarıdan aşağı bakan yönetici tepeden uçuruma bakar gibi bakar sorunlara hakimiyeti zayıftır çözüm odaklı olmaz.
Bu kısa örnekleme turizmde pek paylaşılmayan bir durumdur. Hep başarılı çalışmalarda öz veride bulananlar vardır yanında .
Turizm at yarışı gibidir ata binende attan inende aynı bedeli öder er veya geç
Yeni Yılın S ize Ve Tüm Sevdiklerinize Sağlık Ve Huzur Getirmesini Dilerim. (27/12/2012)
TURİZMDE ÇALIŞANIN ÇALIŞANA KREDİSİ
TURİZMDE ÇALIŞANIN ÇALIŞANA KREDİSİ
(Yayın Tarihi: 01,09,2016)
Ülkemiz hali için kısa not
Ülkemiz güzel günlerden geçmiyor… Fakat halkımız da gereken cevabı veriyor.
Cumhuriyet’e kızdılar, Atatürk’e kızdılar, demokrasiye kızdılar, halkın egemenliğine kızdılar, onları seçen Cumhur’a kızdılar. Tekne yanmaya başlayınca, onları seçen Cumhur tekneye Cumhuriyete sahip çıktı. Anladılar Cumhuriyeti…
İnşallah bir an önce vatan hainlerinden ülkemiz temizlenir.
Konumuzu gelelim…
Yazı yazmak düşüncelerini paylaşmak topluma faydalı şeyler sunmak güzel bir şey… Olayları farklı gözle görmek ve yazmak, eleştirmek, eleştirilmek olması gerekenler…
Turizm çalışanlar karşılıklı olarak birbirine yardımcı olur, olması da gerekir…
Bir örnek:
Bir otel düşünün 800 kişilik…
GENEL MÜDÜR:
Genel müdür işe başlıyor, ekip kurmak istiyor, çalışacak arkadaşlarını almaya başlıyor.
Kendi çevresinden yardımcısını ve üst yöneticilerden toplamda 15 kişi işe alıyor.
DEPARTMAN MÜDÜRLERİ
Departman Müdürleri işe başlıyorlar. 7 bölüm ortalama 20 kişi alıyor toplam 140 kişi işe alıyor.
Geri kalan personel stajyer veya vasıfsız personel oluyor ve işletme çalışmaya başlıyor.
Bunları yazmamın sebebine gelince…
Üst yöneticiden alt yöneticiye kadar her yöneticinin bir çevresi vardır. Bir işe başlandığı zaman yöneticinin işe alacağı personel ilk beşe, ona ya da yirmiye giren kişiler olur. Daha yüksek personel ihtiyacında diğer meslektaşlarının çevresinden faydalanır
Üst yöneticiler bir veya iki iş yeri değiştirdiği zaman çevresinde bulanan çalışma arkadaşlarında azalma oluyor. Üçüncü iş yerine geçtiğinde ise yanında kimse kalmıyor. Yani çevresini bir iki işyerinde kaybediyor. Bunun gerekçeleri çok geniş olabilir. Gerekçelerin başında da, turizmin istikrarsız ilerleyişi ve eğer iyi bir kriz yönetimi yok ise krizlerden çok çabuk etkilenmesi gelir.
Yani ne oluyor?
Patron: Müdürüm kadron var mı?
Müdür: Tabii efendim kadro bol
Müdür, Departman müdürlerine soruyor: Arkadaşlar kadronuz var mı?
Departman Müdürü: Efendim iyi ücret olursa tamam yoksa durum malum ne bulursak
Departman Müdürü alt kadroya soruyor: Arkadaşlar tanıdığınız var mı bu işlerden anlayan?
Alt kadro: Var müdürüm ama buranın ücretleri düşük yoksa ben size en iyisini bulurum
…
Durum böyle devam edip gidiyor.
Baştan aşağı herkes diğer çalışanının personel kredisini kullanmak istiyor.
Tabi eskiden böyle değildi demek çok kolay ama şunu unutmamak lazım eskiden beri herkes çalışıyor.
Yoksa siz turizme yenimi başladınız?
Saygılarımla
Ramazan KIR Executive Head Chef
TURİZM. De (Merittokrasi)
TURİZM. De (Merittokrasi) ”
yönetmeyi hak edenlerin yönetmesi”
(Yayın Tarihi: 26,03,2015)
Turizmin en büyük sorunlarından biri nedir acaba ?
Bu konuyu gündeme getirmek gerçekten ayrı bir sorun ama birilerinin yazması gerekir diye düşünüyorum.
Doğruları bulmak için önce yanlışları yazarak doğruları bulmayı okurlarımın görüşlerine bırakmak en doğrusu.
Otellerimizin hizmet alanında daha ileri daha kaliteli olabilmeleri içindir.
= İşletmeler neden dünyanın en az harçayan misafirlerini daha çok ağırlıyor ?
= İşletmenin yıldız sayısına göre hizmet standarttı nedir?
=İşletmeler ülkemizde az iken kalitemiz daha yüksekti şimdi neden aynı kaliteyi koruyamıyoruz ?
=Devlet; işletmeleri yıldız sayısına göre doğru hizmet ediyormu etmiyormu diye oto kontrol yapıyormu ?
= Personel yönetimi ve eğitimi için ne kadar bütçe ayrılıyor ?
= Personelin yıllık çalışma oranı neden bu kadar düşük ?
=Yönetici eğitimi için ne kadar eğitim bütçesi ayrılıyor ?
= İçecek kalitesinin artırmak için ne kadar bütçe ayrılıyor ?
= Mutfak projeleri yapılırken iso standartlarına göre proje yalıpıyormu ?
= Mutfakların yemekte daha kaliteli hizmet için ne kadar bütçe ayrılıyor ?
= işletme Genel Müdürleri neden işletmelerin yönlendirilmesinde daha fazla söz sahibi değil ?
= işletme Genel Müdürleri neden genel müdürlük görevlerinden çok işletme müdürü olarak görev almaya başladılar?
= işletmelerin hizmet anlamında gelişmesi için ayrılan bir bütçe var mı?
= turizmin %70 ha yel gerekli planlama yapılmayınca hava durumuna göre hizmet şekli linin değişmesi demek.
Yazdığım sorunların cevabı yöneticiler olarak kendi içimizde
(Merittokrasi) “yönetmeyi hak edenlerin yönetmesi”
Saygılarımla
Hayırlı sezonlar
Saygılarımla
TURİZM. DE SMALL (KÜÇÜK)
TURİZM. DE SMALL (KÜÇÜK)
(Yayın Tarihi: 19,08,2014)
Eskiden 1990 yıllarında uluslararası bir otelde çalıştığımda bize eğitim veren hoca bir kelime kullanmıştı ve çok hoşuma gitmişti. Mesleğimiz açısından çok katkıda bulunmuştu .Yanılmıyorsam büyük başarılar küçük (smaal) detayda gizlidir demişti. Yöneticinin özelliklerinden bir tanesinde bir konu hakkında karar verirken konunun bir düzünü bir de tersini düşünmek lazım
Yönetici olarak küçük (smaal) detaylarda konuyu sıkıştırmakta başarının temeli boza biliyor. Başımdan geçen çok eski bir anımı paylaşmak istiyorum. Beş yıldızlı bir otel açılışı yapmıştık ,gayet başarılı bir açılış oldu işler yolunda giderken idareyle yönetim arasında bir sorun ortaya çıktı. Genel müdür işten ayrıldı ve onun yerine bakan genel müdür yardımcısına genel müdürlük verilmedi. İşletme yeni bir genel müdür işe aldı , genel müdür yardımcısı bana yeni genel müdür hakkında görüşlerimi sordu ve bende kendisine şöyle söyledim : “ Bir otelin yönetim şekli genel müdürün ehliyet derecesini gösterir yani
A sınıfı bisiklet gibi kullanır sadece kendi görünür
B sınıfı olan arkada dört kişiyle yönetir
C sınıfı olanın yolcu sayısı biraz daha artar
E sınıfı olana aynadan baktı yolcu durumuna göre kullanır
İşin özü bu birde yöneticilerin en büyük düşmanı egoizmin esiri olmaları her şeyi kendi düşüncesine göre ayarlamak misafir böyle düşünür diye kendi isteklerini yaptırmak için kullanır . Bu tipler turizmin (SMAAL ) küçük olanlar turizme hizmetten çok zarar veren yöneticiler onun için yazımın başında da belirttiğim gibi (SMAAL) küçük detaylar sistemi zorlar tersten bakarsan da küçük detaylar sorunların çözümünde olabilir.
Burada amaç yöneticileri eleştirmek değil yöneticilerin öz eleştiri yapmamalarıdır. Yöneticiler öz eleştiri yapmadığı için SMAAL (Küçükleşiyoruz )
Güzel bir örnek
Bir gün iş görüşmesi için çağırdılar bende gittim. Baya uzak bir şehre isim vermeyim hoş olmaz genel müdür bu işim dua yelenlerinden hoş beş yaptıktan sonra iş görüşmesine başladık . Müdür bey konuşmaya başladı aşağı yukarı bir 45 dakikadan fazla konuştu . Konun içeriyi şunu şöyle yapağım bunu böyle yapacağım gerçekten beni çok etkiledi ve onun her konuşmasından kendime pay çıkardım ve kendimi kıyasladım . Düşündüm konuştuklarının % 30 benim yapabileceğim şeylerdi , geri kalan % 70 de alınacak olan malzemelerle ilgiliydi .Müdür beyin konuşması bitti ve ben söz aldım .
Kendisine düşüncelerinin çok güzel şeyler olduğunu ve taktir ettiğimi söyledim ama bir şey sormak istiyorum müsaadeniz ile dedim tabi buyur usta dedi bende bu düşüncelerinizi gerçekleştirmek için ne kadar mali bütçe ayırdığını söyledim , o da bana hayır bütçe falan ayırmadım dedi .Bende kendine bir örnek verdim ve bakın dedim turizmim % 90 ı hayal dedim nasıl yani dedi , bakın ben size iş görüşmesi için geldim ben çalışana kadar size anlattığım her şey hayal ne zaman iş yapmaya başladım o zaman hayal gerçekleşir . Onun için anlatılanla yapılan arasındaki fark hayaldir . Yapılınca gerçek olur turizm artık altın çağını kapatmak üzere sadece yanlış turizm politikaları yüzünden (smaal) küçüklüyoruz ve bol bol hamballık yapıyoruz. Tek kazanan misafir oluyor görünüşte yoksa odamı smaal (Küçük).
Bazen küçük detayalar büyük sorunları çözer
Bazen küçük detaylar büyük sorunlar çıkarır
Saygılarımla
Steward (Bulaşıkçı) Var mı ?
Steward (Bulaşıkçı) Var mı ?
(Yayın Tarihi: 29,08,2013)
Bu sezon otellerin en büyük sorunlarından biri bulaşıkçı sorunu ,evet o bulaşıkçılar beğenmediğimiz ama kendilerine yüz bin lira değerindeki makineleri teslim ettiğimiz ama maaşına gelince askeri ücretten bir lira fazla vermediğimiz günde 10 /12 saat çalıştırttığımız, yolda görünce selam vermediğimiz hele bir de üst yöneticiysen bu adam ne arıyor burada diye çıkıştığımız insanlar işte o bulaşıkçılar muhtaç olduğumuz insanlar.Bu açıklamalar doğruluk payı yüksek ama böyle davranmayanları tenzil ederim. Otelcilerin öğrenmesi gereken başlıca konularından biri bulaşıkhane bölümü her departman gibi saygı duyulması gereken bir departman olduğu, ücret politikası ise en az kalfa ayarında para verilmesi gerekir, ama bu parayı sezon ortasında sıkışınca değil sezon başı olması gerekir.
Sezonda başında da sezon da da ihtiyacı olan bulaşıkçı sayının % 80 i işe alman gerekir, yoksa az personelle çok iş politikası veya iş çoğalsın alırız deyince az olan bulaşıkçı çok iş yapmaya başlayınca hemen iş aramaya başlıyor ve sezon başında bulaşık departmanında eleman değişmeye başlıyor ve sistem oturmadan baştan bozuluyor.
‘Kalmış olduğu lojmanları en fazla 3 kişilik olması gerekir.’
Yukarıda bahsettiğim sorunlar yaşanan ve yaşanmış sorunlardır tabi bunu gündeme getirmek bizim gibi ustalara kalmıştır, ileride değerli bulaşıkhane şefleri de sorunlarını yazar da gündeme gelir inşallah. Mutfakta yıllardan beri devam eden bir düzen vardır bulaşıkhanede çalışan bulaşıkçılardan her yıl bir veya iki kişi mutfağa komi olarak geçer ,tabi mutfağa ilgisi olan. Ben de 1981 de bulaşık hanede çalıştım ,otelde mutfakta çalışabilmek için deneyimli yöneticilerin çoğu zamanında bulaşıkhane de çalışmıştır, ama genelde bulaşıkhaneye gereken önemi göstermemiştir.
Şimdi tüm oteller ilgi gösteriyor ama ortada bulaşıkcı yok, eski tabirle (Ekim ekmeden tarlaya ekin biçmeye giden çiftci ) gibi.
Bulaşıkçı sorununu çözmek için cazip hale getirmek lazım , yoksa bulaşıkçı gene kaçmış der dururuz.Bulaşıkhane bölümünün ne iş yaptığını önce bilmek lazım Steward şefi ( Bulaşıkhane şefi) ne iş yapar oradan başlayalım ;
1:Mutfak malzemeleri ve restoran malzemelerinin tümünün depo dan çekilmesi görevlerin başında gelir,
2:Mutfağın temizliğini yaptırır,
3. Restorandaki ,tabak ve bardak temizliğinden sorumludur,
4. Yanında çalışan personellerin çalışma planını hazırlar,
5. Büfe malzemelerini hazırlattırır.,
6. Bulaşık makinesini kendisi temizler bakımını yapar,
7. Çöpleri kontrol eder,
8. Porselen türü malzeme sayımlarını ayda bir yapar ve hasar raporu çıkarır,
Tabî bunları yapabilmesi için ,steward bölümünün direk genel müdüre bağlı olması gerekir,yani otelin diğer departmanları gibi çünkü 600 kişilik bir otelde 8 saat çalışma sistemine göre en az 16 kişi gerekiyor tabi bu sayı değişebilir, alakart restoran sayılarına göre farklılık gösterebilir.
Ona bir ofis ,bir bilgisayar ve eleman almak lazım , işletmelerin çoğunda şöyle bir mantık var ; ‘olurmu kardeşim bu kadar önem vermek!’ Evet olur.
Kısa bir örnek ; 600 kişilik bir otelde günde en az 3 kere tabak yıkanıyor, toplamda 10,000 tabak yıkanıyor ,o bulaşık makinalarını bulaşıkcılara teslim ediyoruz!
Bir misafirin günlük tüketimi gün boyu en az 5 kg yani bu , 3 ton çöp demek tek bakışta görünen bunlar , daha yazılmayan bir çok şey var.Ama gerçek olan birşey var F&B temizlik sorunun çözümü bulaşıkhane bölümünden geçmektedir.
Son günlerde GM Turizm &Yönetim dergisinin facebook sayfasında otel de hangi departman en ağır işi yapıyor diye,her departman biz yapıyoruz diyor, bence sorunun cevabı her bölüm eşit çünkü, bir bölüm gereken ilgiyi ve desteği görmesse o bölüm zayıf halka olup sistemi çökertiyor, örnek; Steward Departmanı.
İyi yönetici olmanın altın kurallarından biri ; (Aşağıdan yukarıya bakmak’tır) çünkü herşeyi net görebilirsin ama yukarıdan aşağıya bakarsan ayaklarını görürüsün acaba nereye gideyim dersin!
İyi çalışmalar.
Saygılarımla
Ramazan KIR
Executive Chef
ÖĞRETME VE ÖĞRENMEDE KUŞAK FARKLARI
ÖĞRETME VE ÖĞRENMEDE KUŞAK FARKLARI
(Yayın Tarihi: 27,08,2012)
Yaşlı bir usta genç bir çırağa öğüt veriyormuş. Bunu şöyle yap onu böyle yap diye yaşlı usta işi biraz uzatınca çırak yaşlı ustaya bakıp bak usta demiş ben ileride senin gibi bir usta olabilirim ama sen benim gibi genç olamazsın demiş. Genç çırak şunu unutmuş ona bu işi öğretecek usta olmazsa işi nasıl öğrenek. Bu tatlı yarış mesleğinizde kuşaktan kuşağa devam eder.
Lafın kısası gençler her şeyi çabuk öğrenmek istiyorlar
Hem de daha az çalışarak
Alaylı yetişen şeflerimizle mektepli yetişen şeflerimiz arasında çok fark vardır bunun başlıca sebepleri birinin iyi birinin kötü olduğu için değil tamamen yetişme şartları ile alakalı bir konu; alaylı yetişen ustalarımızın yüzde 10’ u ancak bu gün mutfak şefi olarak çalışmaktadır. Yeni yetişen okullu yetenekli şeflerimiz görev başına gelmektedir bu da çok güzel bir şey değişim turizm okulunda okuyan genç meslektaşlarımız işlerini biraz daha severse bu değişim daha hızlanacak.
Öğrenmek: Öğrenmenin altın kurallarından bir tanesi işini sevmek ve öğrenmek için kendini zorunlu hissetmek yoksa sadece bedenen çalışmak hamallıktır. Bizim meslekte insan mesleğe başladığı ilk iki yıldan sonra mesleğini sevmeye başlar, nedeni ise iki yıldan sonra artık çıraklık dönemi bitmeye başlamıştır ve yeni işe alınan çıraklar gelir onlara kendi öğrendiklerini gösterir ve ustanın nasıl iş istediğini anlatır, artık bedenen çalışma bitmiş mesleğini kabullenmeye başlamıştır.
Mesleğin ilk 2 yılı çok önemlidir.
Yeni yetişen genç meslektaşlarıma tavsiyem işlerini ve sevmeleri araştırmacı olmaları gelecek 10 yıl içinde mutfak şeflerinin büyük çoğunluğu en az iyi bir yabacı dil ve araştırmacı olanlar mutfak şefi olacak onun için zamanlarını iyi kullanmaları ve işlerini en iyi şekilde öğrenmeleri.
Alaylı ustanın öğretme şekli : Bizler yetişirken yanlış yaptığı zaman ustalarımız kulaklarımızı çekerdi bir daha unutmayalım diye tabi 33 sene önce bizde usta gelmeden tezgahını siler temizlerdik ve usta geldiğinde temiz bulsun ve böylece usta bakardı bu çırak temiz çalışıyor ve işi de öğrenmek istiyor ondan sonra usta yavaş yavaş işi öğretmeye başlardı. Bizler işi öğle öğrendik bizi alaylı ustalar yetiştirdi Allah onlardan razı olsun ben hale ustamı arar hal hatır sorarım her zaman ustalar bizleri yetiştirirken en önemli kurallarından bir tanesi de yetiştirdikleri çıraklarda davranış ve ahlak kurallarını da öğretirlerdi tabi o zaman çırak yaşı 15/16 yaşlarında olduğu için ustalarımızın bizlere yardımcı olmaları çok iyi oldu . Bizim zamanımızda şoklu ve hazır gıda yoktu bizlerin usta olabilmeleri için her şeyi sıfırdan yapardık birkaç örnek vermek gerekirse( Tüm dana parçalama.tüm kuzu parçalama.tavuk açma tüm balık açma . mayonez tutma. Pandispanya yapma.krempatiseri yapma.krem şanti yapma. vb) yaptıklarımızın nerede kullanılaçağını öğrenmek zorundaydık. Bizler böyle yetiştik.
Mektepli ustanın öğretme şekli: Yeni yetişen çıraklar teknolojiyi çok iyi kullanıyorlar şefleri alaylı olsa da, şimdi bunun iyi tarafı istediği bilgilere anında ulaşma imkanı var ve dünyanın diğer uçunda bulunan bir ustanın yapmış olduğu yeniliği sosyal medyadan ve paylaşım sitelerinden anında öğreniyorlar bu çok güzel; bizim zamanımızda internet yoktu ancak ustalarımız istanbul’a gidecek yeni bir şey görüp bize öğretecek diye bakardık.Bilgiye ulaşmak çok zordu ben 35 yaşından sonra teknoloji ile tanıştım, ve 43 yaşımda internet sitesi kurdum (www.ramazankir.com) mesleki bilgilerimi paylaşmak için yeni yetişen gençlere azda olsa yardımcı olmak için tabi son 3/4 yılda bir çok değerli şef arkadaşımız internet sitesi kurdu ve artık mesleki bilgiye ulaşım daha da kolay oldu.
Yeni yetişen gençlerin ellerinde sınırsız bilgi var.
HAZIR GIDA:
Dana.tavuk.balık.kuzu vb. parçalanmış istediğiniz yerini paket olarak satın alabiliyorsunuz .
Bir çok pastane malzemesi de hazır olarak satın alabiliyorsunuz. Yeni yetişen genç ustalar bunların hepsini hazır olarak alıyor yapılışını ve açmasını öğrenmeden bunların hepsini alaylı ustalarından öğrenebilirler burada turizmin hızlı gelişmesinden kaynaklanan yeni yapılanan gıda sektörünün bizlere sunduğu hizmettir, yani yeni çağ oluyor bir şekilde. Gönül isterdi ki genç kuşak meslektaşlarımızda bunların yapılışlarını öğrensin gelecek kuşaklara öğretsin . Durum böyle olunca temelden öğrenmeden paketten öğrenmiş oluyorlar ama onların bir suçu yok sistem böyle gelişiyor.
Ustalar arasında ki fark çağın getirdiği şartlara göre tekrar düzenlenmek zorunda kalmıştır
Öğretmek: Öğretmek için öğreten ustanın öğretme özelliği olması gerekir buda her ustada olan bir özellik değildir. Örnek vermek gerekirse yapılacak olan işi çırağın anlayacağı dilde anlatmak hem de pratik uygulamasını yaptırmak bu konuda en çok stajyer öğrencilerde yaşıyoruz yanımızda staj yapan öğrencileri staj bitesiye kadar yani üç sene devamlı gelmesini sağlıyoruz bunu da okul ve otel arasında yapılan görüşmelerde sağlanılıyor, sonuç hem uygulama hem anlatma olarak çok güzel oluyor. Okulları bitince otele komi olarak işe başlatıyoruz ama yaptıkları iş kominin çok üstünde bir görev yapıyorlar benim tavsiyem tüm şeflerin bu şekilde yapmaları.
Genel konuyu toparlamak gerekirse kuşak farkları her zaman olacaktır, fazla hazır gıdaya alışmamak lazım yoksa mesleki gelişmemiz çok yavaş olacak paket usta olarak çok hızlı gelişeceğiz ,
Kısa dan hisse :
Değerli ressamın biri meyhanede içerken parası bitmiş garsonu yanına çağırmış parasının kalmadığını söylemiş. Garsonda para yoksa rakı da yok demiş ve garson masadan gitmiş 10 dakika sonra garson geri gelmiş benim resmimi çizersen sana bir duble rakı veririm demiş ressam kabul etmiş, ve garsona o zaman bana bir kağıt bir de kalem al gel demiş, garson kalemle kağıdı getirmiş ve sonrasında bir dublede rakı getirmiş. Ressam kağıdı kalemi alıp garsona karşıma geç otur demiş garson oturmuş ressam resmi iki dakika çizip garsona vermiş garson resmi alıp içeri gitmiş ama kafasına bir soru takılmış normal bir resim için insanlar saatlerce ressam karşısında oturuyordu ben neden iki dakikada kalktım diye düşünmüş ve sonunda ressama gidip durumu izah etmiş. Ressam garsona dönüp bak oğlum demiş bu iki dakika senin bildiğin iki dakika değil bu 40+2 dakika demiş garson nasıl demiş kırk yıllık tecrübemi sana iki dakikada yansıttım demiş durum bundan ibaret .
(Teçrübe kazanılan para gibidir kazandıkça Harçarsın) 2007 Ramazan KIR
SOSYAL AĞALAR AŞCILAR AĞLAR!
SOSYAL AĞALAR AŞCILAR AĞLAR!
(Yayın Tarihi: 03,04,2014)
Sosyal ağaları bugün toplumun kullanmakta iletişimin ne kadar önemli olduğunu gösterir sosyal ağalardan bazıları (facebook,linkedin,Youtube vb.) biz aşçılar olarak bunlardan nasıl faydalanabiliyoruz meslek bilgilerimizi mi yoksa buradayım der gibimi kullanıyoruz . Aslında ön yargısız baktığımız zaman şöyle bir sıralama yapabiliriz :
1:Özel günler için yazışmalar,
2:Günaydın ve iyi günler,
3:Bugün şuradaydım veya Buradaydım,
4:Gündemde olan konularla ilgili haberler,
5:Mesleki Resimler (Yemek.Büfe.Adet sunumlar.vb)
6:Mesleki Köşe yazıları
Yukarıda açıkladığım sıralama gibi sadece mesleki bilgilerimiz son sıralamada yer almaktadır.
Aşçılık mesleğimiz o kadar güzel ve geniş ki sonu yok gerçekten. Dizaynlar sunumlar çok güzel ve sonu gelmiyor peki bunu sosyal medyada en çok kimler kullanıyor dikkatlı bakınca bunları göre biliriz çok az bir bölümünü meslektaşlarımız yani sanatkar olan mesleğini seven gelişmesi için yıllarını veren ustalarımız kullanmaktadır.
Bu üçüncü gözle baktığınız zaman şu demek zanaatkar olanın emeğini zanaatkar olmayanlar tarafından sosyal medyada kullanmaktadır aslında bu bir suç teşkil etmemektedir sadece meslektaşlarımızın sosyal ağaları mesleki açıdan çok az kullanmaktadır.
Bu da ustalarımızın sosyal medyayı gerektiği doğru kullanmadığını göstermektedir
Sosyal medyanın bir luzumsuz bir işgibi görmektedir bir gün bir meslektaşım bana demişti “usta sen ne zaman yemek yapmaya vakit buluyorsun hep seni sosyal medyada görüyorum” dedi bende kendine sadece bir yazı yazmak için 1 saat yeterli geliyor bazen yazı için araştırma yaptığımda oluyordu aslın da işin özü meslektaşım beni saatlerce sosyal ağlarda bilgisarayla uğraşıyor zandediyordu.Benim için 1 saat yetiyordu işim dışında veya mesai bitiminde zaman ayırıyordum.
Ama bazı meslektaşlarım saatlerce sosyal ağalara girebilir mesleki açıdan ne paylaştığı önemli. Sosyal ağlarda aşcılar olarak mesleğimize daha çok önem vermeliyiz paylaşımlarımızda mesleki bilgilerimizi ve yazılarımızla geniş ve duyarlı bir meslek medyası oluşturma imkanımız var . Bunları doğru kullanamazsak yazı başılığında belirttiğim gibi SOSYAL AĞALAR AŞCILAR AĞLAR ! durumuna düşmemiz normal olur
Yazımın sonuna gelirken bir sözle bitirmek istiyorum İletişim demek ben buradayım demek iletişim yoksa ben yokum demek
Tüm meslektaşlarıma iyi sezonlar dilerim.
Saygılarımla
Executive Chef